ROUNDTABLE MEETINGS

Mümkün İmiş Her Ne Var Alemde: İmkan'ın İslam Felsefesindeki Serüveni Üzerine

M. Cüneyt Kaya

18 Ağustos 2009 Salı 18:00 Salon: ŞAKİR KOCABAŞ SALONU

İmkan kavramı İslam felsefesi geleneği içinde metafizik düşüncenin yapısını anlayabilmek için müracaat edilecek kavramların başında gelmektedir. Felsefî terminolojiye Aristoteles tarafından dâhil edilen, ancak onun sisteminde daha ziyade bir mantık terimi olarak işlev gören imkan, bu özelliğini neredeyse İbn Sînâ’ya (ö. 428/1037) kadar sürdürmüştür.

Ortaçağların en kapsamlı ve etkili felsefî sisteminin kurucusu olan İbn Sînâ, zorunlulukla birlikte imkanı metafizik düşüncesinin merkezine yerleştirmiştir. Zorunlu-mümkün ayırımını esas alarak bir bütün olarak varlığı inceleyen İbn Sînâ, bu ayırımı daha da dakîk hale getirerek mahiyet, sudûr, sonradan varlığa gelme (hudûs), kuvve, madde, çokluk, kötülük vb. metafiziğin en temel kavramlarıyla imkan arasında sıkı bir ilişki ağı örmüştür. Bu kavramsal örgü sayesinde o, bir yandan Tanrı ile âlem arasındaki ilişkiyi belirginleştirerek Tanrı’nın her türlü çokluktan münezzeh yegâne varlık olduğunu ortaya koymaya çalışırken, diğer yandan da Tanrı dışındaki tüm mevcudatı anlamlı bir ayırıma tâbi tutmayı hedeflemektedir.

İbn Sînâ’nın, imkan kavramının başat bir rol oynadığı metafizik düşüncesi, kendisinden sonra İslam düşüncesi içinden felsefeye yöneltilen eleştirilerin de neredeyse tek hedefi haline gelmiş ve bu eleştirilerde imkan, başta âlemin ezelîliği ve sudûr teorisi olmak üzere pek çok problem bağlamında sık sık gündeme getirilmiştir. Bu çalışma, antik-helenistik dünyadan İslam medeniyetine intikal eden imkan tasavvurunun izlerini takip ederek imkanın İbn Sînâ felsefesinde metafizik bir kavrama dönüşüm aşamalarını tespit etmeyi amaçlamaktadır.

خيار المحررين

SEMINARS

As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.

MORE INFO


تابعنا

الاشتراك في النشرة الإخبارية لدينا لتلقي الأخبار والتحديثات.