Siyasal Şiddet, Korku ve Acı: Türkiye’de Kürtlüğün İnşası

Ramazan Aras

26 Nisan 2010      
De­ğer­len­dir­me: Sena Tek
 
Ra­ma­zan Aras, Wes­tern On­ta­ri­o Üni­ver­si­te­si’nde ta­mam­la­dı­ğı “Po­li­ti­cal Vio­len­ce, Fe­ar and Pa­in: The For­ma­ti­on of Kur­dish­ness in Tur­key” baş­lık­lı dok­to­ra te­zin­de, si­ya­sal şid­det, kor­ku ve acı­nın Kürt top­lu­mu ta­ra­fın­dan na­sıl tec­rü­be edil­di­ği­ni in­ce­le­mek­te­dir. Tez, bu üç ol­gu­nun sa­de­ce bi­rey­sel tec­rü­be­ler ol­ma­dı­ğı­nı, şid­det, acı ve kor­ku hi­kâ­ye­le­ri­nin ne­sil­den ne­si­le ak­ta­rıl­ma­sı ile top­lum­sal ha­fı­za­nın şe­kil­le­nip bi­rey­sel­lik­ten ko­lek­tif­li­ğe ge­çil­di­ği­ni, bu du­ru­mun da Kürt­lük bi­lin­ci­ni or­ta­ya çı­kar­dı­ğı­nı sa­vun­mak­ta­dır.
Ça­lış­ma­ya kay­nak­lık eden ha­yat hi­kâ­ye­le­ri Aras’ın mem­le­ke­ti olan Mar­din Dar­ge­çit’ten baş­la­ya­rak, Bat­man, İs­tan­bul, Fran­sa ve Al­man­ya’ya ka­dar uzan­mak­ta­dır. Bu­ra­da, “çok alan­lı araş­tır­ma tek­ni­ği” kul­la­nı­la­rak ya­şan­mış­lık­la­rın, Kürt böl­ge­sin­de ya­şa­yan­lar üze­rin­de­ki et­ki­le­ri ka­dar, fark­lı mer­kez­ler­de, ka­dın­lık ve er­kek­lik bağ­la­mın­da fark­lı in­san­lar, fark­lı yaş grup­la­rı ve ide­olo­jik gö­rüş­le­re sa­hip ki­şi­ler üze­rin­de­ki et­ki­le­ri mer­cek al­tı­na alın­mak­ta­dır. Te­zin kur­gu­su aşa­ma­sın­da ise Kürt ola­rak kü­çük yaş­lar­da ken­di de­ne­yim­le­di­ği şid­det hi­kâ­ye­sin­den yo­la çık­tı­ğı­nı be­lir­ten Aras, me­se­le­nin Kürt­lü­ğün ve Türk­lü­ğün öte­sin­de bir şid­det so­ru­nu ol­du­ğu­nu tes­pit ede­rek, ulus-dev­let­le­rin hâ­kim ol­du­ğu mo­dern dö­nem­de şid­de­tin na­sıl al­gı­lan­dı­ğı, dev­let şid­de­ti­nin na­sıl or­ta­ya çık­tı­ğı­nı sor­gu­lar.
Aras, şid­de­tin fark­lı ver­si­yon­la­rı bu­lun­du­ğu­nu, dev­let ta­ra­fın­dan uy­gu­la­nan şid­de­tin ya­nı­sı­ra, PKK’nın ya da ko­ru­cu­la­rın uy­gu­la­dı­ğı şid­de­tin de böl­ge hal­kı üze­rin­de cid­di bir et­ki­si ol­du­ğu­nu ka­bul et­mek­le be­ra­ber hâ­len ça­tış­ma­nın de­vam et­ti­ği bir böl­ge­de alan ça­lış­ma­sı yap­ma­nın risk­le­ri ve uy­gu­la­nan şid­det form­la­rı­nın fark­lı ya­pı­la­ra sa­hip ol­ma­sı ne­de­niy­le dok­to­ra te­zin­de sa­de­ce dev­let ta­ra­fın­dan uy­gu­la­nan şid­de­te yer ver­mek­te­dir. Te­zin ana çer­çe­ve­si içe­ri­sin­de, ön­ce­lik­le dev­le­tin kor­ku­yu kul­lan­ma bi­çim­le­ri ve Kürt­le­rin dev­let şid­de­ti­ni na­sıl al­gı­la­dı­ğı or­ta­ya ko­yu­lu­yor. Ar­dın­dan, acı­nın hem er­kek­lik bağ­la­mın­da hem de ka­dın­lık bağ­la­mın­da Kürt­ler ta­ra­fın­dan na­sıl tec­rü­be edil­di­ği me­se­le­si­ne ha­yat hi­kâ­ye­le­ri, şar­kı­lar ve ağıt­lar üze­rin­den ce­vap ara­nı­yor. Son­ra­ki aşa­ma­da ise, tec­rü­be edi­len ya­şan­mış­lık­la­rın Kürt­ler ta­ra­fın­dan han­gi ka­nal­lar­la ifa­de edil­di­ği me­se­le­si üze­rin­de du­ru­lu­yor.
Tez­de ifa­de edi­len önem­li bir hu­sus; dev­le­tin, ilk aşa­ma­da, uy­gu­la­ya­ca­ğı şid­de­ti meş­ru­laş­tır­mak için ken­di­ni “kor­kan” ola­rak sun­ma­sı. İkin­ci aşa­ma­da ise dev­let, ken­di­si­ni “kor­ku­tan” bir öz­ne ola­rak ku­rup, öl­dür­me, aşa­ğı­la­ma, gö­zal­tın­da ka­yıp, iş­ken­ce, de­rin ve ha­ya­let dev­let, göz­lem­le­me, sü­rek­li kon­trol al­tın­da tut­ma, ajan­laş­tır­ma ve fiş­le­me stra­te­ji­le­ri­ni kul­la­nı­yor. Aras’a gö­re dev­let, 1923 ön­ce­si va­ro­lan uz­laş­ma dö­ne­mi son­ra­sı, II. Mec­lis sü­re­cin­de Kürt­le­ri kon­trol et­mek ve asi­mi­le et­mek için “bö­lün­me kor­ku­su”nu bi­linç­li ola­rak oluş­tur­muş­tur.
Bu­nun­la bir­lik­te ça­lış­ma­da, dev­le­tin uy­gu­la­dı­ğı şid­det ve te­rör trav­ma­sı­nın Kürt­le­rin top­lum­sal ha­fı­za­sı­nı şe­kil­len­dir­me­si­ne, sa­de­ce bu dö­nem­de de­ğil me­se­le­nin ta­rih­sel ar­ka pla­nın­da da sık­ça rast­la­nıl­dı­ğı­na dik­kat çe­ki­li­yor. Otuz se­ne bo­yun­ca ya­şa­nan şid­det olay­la­rı­nın hu­kuk ze­mi­nin­de kar­şı­lık bu­la­ma­ma­sı, şid­de­te ma­ruz ka­lan­la­rın, suç­lu­la­rın be­del öde­dik­le­ri­ni gö­re­me­me­le­ri, ya­şa­dık­la­rı acı hi­kâ­ye­le­ri­ni an­la­ta­cak mu­ha­tap bu­la­ma­ma­la­rı trav­ma­la­rın de­rin­leş­me­si­ne ne­den ol­mak­ta­dır. Aras’ın ifa­de­si­ne gö­re, trav­ma üze­ri­ne ça­lı­şan an­tro­po­log­la­rın önem­li te­zi, pay­la­şı­la­ma­dık­ça trav­ma­nın de­rin­le­şe­rek ku­şak­tan ku­şa­ğa ak­ta­rıl­dı­ğı, bu­nun so­nu­cun­da or­ta­ya in­ti­kam duy­gu­su­nun çık­tı­ğı, nef­ret ve öte­ki­leş­ti­ril­miş ol­ma duy­gu­su­nun bun­la­ra eş­lik et­ti­ği­dir. Kürt me­se­le­si­nin bel­li ara­lık­lar­la tek­rar tek­rar gün­de­me gel­me­si­nin en te­mel ne­den­le­rin­den bi­ri de bu­dur. Bu za­ma­na ka­dar zul­me­den­le­rin ce­za­lan­dı­rıl­ma­ma­la­rı öte­ki­leş­ti­ril­me sü­re­ci­ni kat­la­yan bir et­men ol­muş­tur. Do­la­yı­sıy­la, me­se­le­nin çö­zü­mü için Türk­ler, Kürt­ler ve dev­le­ti yö­ne­ten me­ka­niz­ma­lar yüz­leş­me­ye açık ol­ma­lı­dır.

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.