Atatürk Kitaplığı Tarihi ve İçerisinde Bulunan Değerli Eserler

Hüseyin Türkmen

TAMSohbet

27 Ağustos 2005
Değerlendirme: Zehra Dilek
 
Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği “Kültür Hayatımıza Katkıda Bulunanları Hatırlama Programı” başlıklı özel etkinliğin konusu Cumhuriyet döneminin ilk kütüphanelerinden olan Atatürk Kitaplığı’ydı. Büyükşehir Belediyesi Kütüphane Müzeler Müdürlüğü’ne bağlı olarak halka ve özel araştırmacılara hizmet veren Atatürk Kitaplığı’nın Yazma Eserler bölümünde görevli olan Hüseyin Türkmen, kütüphanenin tarihçesi, bölümleri ve koleksiyonlarını kapsayan bir seminer sundu.
 
Konuşmasına kütüphanenin tarihçesi hakkında bilgi vererek başlayan Türkmen, bu bağlamda, İstanbul’da ilk belediye kütüphanesinin 1924 yılında Şehremaneti Dairesi’nde oluşturulduğunu, daha sonra İnkılâp Müzesi ve Şehir Vesikaları Müzesi kurma düşüncesiyle vali ve belediye başkanı Muhittin Üstündağ başkanlığında bir komisyon kurulduğunu belirtti. Fuat Köprülü, Halil Edhem, Avni Süheyl Ünver ve Osman Nuri Ergin’den kurulu bu komisyonun çalışmalarıyla 1929 yılında Şişli Atatürk Evi’nde toplanmaya başlanan koleksiyonun, 1931’de Beyazıt Medresesi’ne taşındığını, 10 Temmuz 1939 yılında ise Belediye Müzesi ve Kütüphanesi olarak açıldığını anlattı. Lale devrinden itibaren Türkiye’de yapılan inkılâplar, devrimler ve değişikliklerle ilgili her türlü resim, belge, kitap, heykel, silah ve kıyafetten oluşan koleksiyon, satın alma ve bağış yoluyla büyüyünce, 1945 yılında müzenin buradan ayrıldığını, 1960’lı yıllara gelindiğinde kütüphane koleksiyonunun da medreseye sığmaz hale geldiğini belirten Türkmen, kütüphanenin, 1981’de projesini Prof. Dr. Sedat Hakkı Eldem’in yaptığı Taksim Mete Caddesi’ndeki yeni binasına taşındığını ve Atatürk Kitaplığı adıyla hizmete girdiğini sözlerine ekledi.
 
Sunumuna Atatürk Kitaplığı’nda bulunan bölümleri izahla devam eden Türkmen’den edindiğimiz bilgiye göre kütüphane, ana kitap deposu, süreli yayınlar okuma salonu, halk kütüphanesi okuma salonu, İstanbul kitaplığı, çocuk kütüphanesi, kitap hastanesi (restorasyon), cilthane, görme özürlüler sesli kitap stüdyosu, 71 kişilik konferans salonu, 75 metrekarelik sergi salonu, fotoğraf stüdyosu gibi bölümlerden oluşmaktadır. Öte taraftan, kütüphanedeki nadir eserler ve yazma eserlerin tamamı kompakt raflarda kilitli olarak saklanmakta, kütüphane deposundaki kitaplar ise çelik raflarda açıkta tutulmaktadır. Eserlerin fizikî ve biyolojik tehlikelerden, özellikle nem ve yangından korunması için gerekli tedbir ve teknik donanımları haiz kütüphanede uzman bir personel kadrosu da görev yapmaktadır.
 
Türkmen, Atatürk Kitaplığı koleksiyonunun nadir eserler, süreli yayınlar (gazete, dergi), görsel albümler, eski haritalar, yeni kitaplardan oluştuğunu dile getirerek kütüphanede 100’e yakın koleksiyon, 10 bin adet yazma eser, 10 bine yakın harita, 6611 adet tasnifi yapılmış kartpostal bulunduğunu, kütüphanenin en önemli evrakının ise Muallim Cevdet tarafından intikal eden, Osmanlı’dan kalan en eski vesika kabul edilen “Mekice Vakfiyesi”si olduğunu vurguladı. Kütüphanede ayrıca, Muallim Cevdet’i yazma, ferman, berat ve vakfiyelerden oluşan koleksiyonunu kütüphaneye bağışlamaya ikna eden Osman Ergin’in de 2000’e ait koleksiyonu bulunduğunu, gerek yazma gerekse yabancı dil kitapları açısından en önemli koleksiyon olan belediye koleksiyonu ile Latince, İtalyanca, Farsça hatta Ermenice kitapların da mevcut olduğunu sözlerine ekledi. Türkmen, özellikle Muallim Cevdet ve Talat Bayrakçı’nın yabancı dil eserlerinin önemine işaret ederek Fatma Aliye Hanım ve Layika Karabey evrakından ve yapılan katalog çalışmalarından da ayrıntılarıyla bahsetti.
 
Türkmen, Atatürk Kitaplığı’nın araştırmacılar tarafından en çok kullanılan bölümünün süreli yayınlar bölümü olduğunu ifade etti. İstanbul kitaplığında ise açık rafta ve depoda tamamı kataloglanmış 5000 kitap ve 5000 albüm mevcuttur. Görme özürlüler sesli kitap stüdyosunda önemli görülen kitaplar scanner yoluyla veya direkt teybe okunarak bilgisayar ve kaset ortamına kaydedilmekte, bu kayıtlar, istendiğinde ödünç olarak verilebilmektedir.
 
Son olarak, geleceğe dönük hedef ve amaçlarından bahseden Türkmen, özel bir arşivleme sistemi (AKDAS: Atatürk Kitaplığı Dijital Arşivleme Sistemi) geliştirdiklerini, 2006 yılında bütün katalog fişlerini ortadan kaldırarak kütüphanedeki eserlerin tamamının katalog bilgilerini okuyucuya bilgisayar ortamında ulaştırmayı hedeflediklerini ifade etti. Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü’nün belirlediği ücret tarifesine göre harita, kartpostal, fotokopi, dijital çekim çıktısı gibi hizmetlerin de verildiğini belirtti. Asıl amaçlarının okuyucuya koleksiyonun aslını değil, elektronik ortamını vermek olduğunu, ancak bu olanak yoksa, -ne kadar kıymetli olursa olsun- eserin, denetimleri altında okuyucunun kullanımına sunulduğunu sözlerine ekledi.
 
Araştırmacılara hızlı ve seri bir şekilde hizmet etmek, işlerini kolaylaştırmak, memnuniyetlerini sağlamak için ellerindeki tüm imkânları seferber ettiklerinin üzerinde duran Türkmen, görsel anlamda da zenginleştirdiği sohbetini “Okuyucular bizim varlık sebebimiz” sözleriyle bitirdi.

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.