YUVARLAK MASA TOPLANTILARI

Soğuk Savaş Sonrası Dönemde Türk Dış Politikasında Yumuşak Güç: TİKA Örneği

Esra Erguvan

4 Ağustos 2010 Çarşamba 17:30 Salon: ŞAKİR KOCABAŞ SALONU

Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi Esra Erguvan ile, "The Instruments of Soft Power within Turkish Foreign Policy in the Post-Cold War Era: Turkish International Cooperation and Development Agency (TİKA) as a Case Study of Turkey’s Soft Power Application" (2010) başlıklı yüksek lisans tezinden hareketle, Soğuk Savaş sonrası dönemde Türk dış politikasında kullanılan yumuşak güç araçlarını 1992 yılında kurulan Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) örneği üzerinden tartışacağız.

***

Esra Erguvan: ''TİKA, Türkiye'nin liderlik konumuna önemli katkılar sağlıyor''


 

Değerlendirme:Nedim Emin

Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü yüksek lisans öğ­rencilerinden Esra Erguvan, tamamlamakta olduğ­u “Soğ­uk Savaş Sonrası Dönemde Türk Dış Politikasında Yumuşak Güç: TİKA Örneğ­i” başlıklı yüksek lisans tezinden hareketle, Türk dış politikasının son dönemlerde “yumuşak güç” enstrümanı olarak Türk İşbirliğ­i ve Kalkınma İdaresi Başkanlığ­ı’na (TİKA) verdiğ­i ağ­ırlığ­a ve bu kurumun faaliyet alanlarına dair bir sunum gerçekleştirdi.

Başlangıçta “yumuşak güç” kavramının ortaya çıkış süreci ve özellikle Joseph Nye’ın tanımlamasının geniş kapsamından bahseden Erguvan, bir ülkenin veya aktörün ekonomik kapasitesinin, siyasî gücünün, kültürel seviyesinin, markalarının, değ­erlerinin ve diğ­er unsurlarının yumuşak gücün etki oranını belirlediğ­inin altını çizdi. Yumuşak gücün “kalpleri ve zihinleri kazanmak için önemli bir araç olduğ­u”nu ve uluslararası yardımların böyle bir etki gösterdiğ­ini belirtti. Daha sonra da bir kalkınma kuruluşu olarak TİKA’nın kuruluş sürecinden, kurumsal yapısından, faaliyet alanlarından ve hedeflerinden bahseden Erguvan, bu kurumun günümüze kadarki etkinlik ve performans tablosuna detaylı bir şekilde değ­indi.
Soğ­uk Savaş’ın hemen akabinde Türkiye’nin değ­işen güç dengelerine ayak uydurmaya başladığ­ını hatırlarsak TİKA’nın son yirmi yılda nasıl bir başarı grafiğ­i sergilediğ­ini daha iyi anlama imkânımız olabilir. Türkiye 90’lı yıllarda Soğ­uk Savaş’ın prangalarından kurtulup kendi inisiyatif alanını oluşturmaya çalıştı. Zira artık dış politikada daha rahat hareket edebilme fırsatı buldu. TİKA da bu eğ­ilimin bir ürünü oldu. Bu kurum Erguvan’ın da belirttiğ­i gibi 1992 yılında Türkî Cumhuriyetlerde faaliyet göstermek maksadıyla kuruldu. İlk aşamada TİKA etkinlik alanının günümüzdekinden daha sınırlı olması Türkiye’nin kendi iç istikrarı ile bağ­lantılıydı. Ayrıca Türkiye’nin Soğ­uk Savaş sonrasında oluşan “yeni dünya düzeni”ne henüz hazırlıklı olmamasının da bu kurumun etkisini sınırladığ­ı söylenebilir. 2000’li yıllarla birlikte TİKA etkinlik alanını genişleterek Ortadoğ­u’da, Kafkasya’da, Balkanlar’da ve 2005’te de Afrika’da faaliyet göstermeye başladı.
TİKA’nın bu bölgelerdeki faaliyet alanları “yumuşak güç” bağ­lamında değ­erlendirildiğ­inde ilk aşamada Türkiye’nin imajına yönelik etkinlikler ön plana çıkıyor. Bu mânâda kültür, yardım, eğ­itim ve kalkınma faaliyetleri TİKA’nın etkinlik çerçevesini oluşturuyor. Örneğ­in Türk kültürünün tanıtımına yönelik etkinlikler düzenlenmesi ve önemli tarihî mekânların restore edilmesi, kültürel faaliyetler çerçevesinde yapılanlardan sadece birkaçı. Bazı bölgelerde yoğ­un bir şekilde yardım faaliyetleri yapılırken, bazı bölgelerde ise eğ­itim faaliyetlerine ağ­ırlık veriliyor; yani kurum değ­işik bölgelerin ihtiyaçlarını da dikkate alan bir faaliyet programı ile çalışıyor. Bu çerçevede TİKA’nın kurumsal olarak en fazla önemsediğ­i konu, kalkınmaya destek mahiyetindeki yardımlar; eğ­itim ve kalkınma arasındaki yadsınamaz ilişkiden dolayı bu kapsama eğ­itim faaliyetleri de giriyor. Bu bağ­lamda meslekî eğ­itimler ve kapasite inşası etkinlikleri (okul inşası ve değ­işik imar faaliyetleri) ön plana çıkıyor.

Özetle Erguvan, “TİKA’nın bu etkinliklerinin faaliyet gösterdiğ­i ülkelerle bölgesel işbirliğ­inin artmasına yol açtığ­ı aşikâr” derken haklı. Zira kurumun faaliyet gösterdiğ­i ülkelerin hükümetleri, bu etkinliklere sıcak bakarken, bu vesileyle Türkiye’nin en iyi deneyimlerini kendileriyle paylaştığ­ına inanıyor. Uluslararası alanda da bu örgüt baz alınarak Türkiye’nin yükselen bir donör olduğ­u belirtiliyor. Tüm bu etkinliklerin Türkiye’nin liderlik konumuna önemli bir katkı sağ­ladığ­ı ifade edilebilir. Günümüzde Ortadoğ­u, Balkanlar ve Kafkasya’da Türkiye’ye yönelik olumlu bir algının oluşmasında TİKA’nın katkısı büyük. Velhasıl son on yılda TİKA’nın ve benzeri kurumların kapasitelerini arttırıp büyümesi ve daha fazla ön plana çıkmaya başlaması, değ­işen koşullarda Türk dış politikasının “yumuşak güce” ve onun araçlarına verdiğ­i önemi arttırması ile paralel olarak açıklanabilir.
 

 

Bilim ve Sanat Vakfı (Foundation for Sciences and Arts)

Küresel Araştırmalar Merkezi (Centre for Global Studies)

Adres:Vefa Cad., No: 41, 34134, Vefa/İstanbul
Tel: +90 212 528 22 22 / 801-802
Faks: +90 212 513 32 20
E-Posta: kam@bisav.org.tr

 

 
 

 

 

 

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.