YUVARLAK MASA TOPLANTILARI

İncirlik Üssü: ABD’nin Üs Politikası ve Türkiye

Selin M. Bölme

17 Mart 2012 Cumartesi 18:30 Salon: ZEYREK SALONU

KAM “Kitap-Makale Sunumları” programında SETA’da araştırmacı olarak  görev yapan Selin M. Bölme’nin İncirlik Üssü: ABD’nin Üs Politikası ve Türkiye (İletişim, 2012) başlıklı kitabını tartışacağız. Bölme’nin kitabın giriş yazısında da belirttiği gibi, Amerikan üsleri sadece stratejik ve askerî güvenlik amacıyla değil, süreç içinde değişen siyasi rolüyle de bulundukları bölgelerde etkili olmaktadır. Özellikle Türkiye bağlamında İncirlik Üssü de Türkiye’deki Amerikan karşıtlığının, dış politika tartışmalarının kritik bir veçhesi olmuş ve açıkça ülkedeki Amerikan varlığıyla özdeşleşmiştir. Bu toplantıda Amerikan üslerinin hem küresel hem de Türkiye özelinde bölgesel etkileri kitabın yazarı Selin M. Bölme ile enine boyuna tartışılacaktır. Toplantı, 17 Mart Cumartesi günü saat 18:30’da Zeyrek salonunda başlayacaktır.

Selin M. Bölme, Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nde lisans eğitimi aldı. Aynı üniversitenin Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde İsrail dış politikası üzerine yüksek lisans yaptı. Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı'nda "ABD'nin Üs Politikası ve Türkiye: Kuruluşundan Bugüne İncirlik Üssü" başlıklı tez ile doktorasını tamamladı. Bölme, kuruluşundan bu yana SETA’da araştırmacı olarak çalışmaktadır.

 

*Toplantı, herkese açıktır. Bilim ve Sanat Vakfı'nın Zeyrek salonunda gerçekleştirilecektir.

 

***

Selin M. Bölme: “Ortadoğu krizlerindeki misyonu ve ABD’nin geniş imtiyazları sebebiyle İncirlik, Amerikan karşıtlığının sembolü oldu”

 

 

Değerlendirme: Harun Küçükaladağlı

Küresel Araştırmalar Merkezi’nin uzun bir aradan sonra yeniden başlat­tığı “Kitap-Makale Sunumları” programında SETA araştırmacılarından Dr. Selin Bölme ile İncirlik Üssü: ABD’nin Üs Politikası ve Türkiye (İletişim, 2012) başlıklı kitabı üzerine konuştuk.

“İncirlik Üssü hakkında çokça konuşulup yazılsa da hiçbir akademik çalışma yoktu”

Bölme ilk olarak kitabın ortaya çıkış süre­cini katılımcılarla paylaştı. Ankara Üniversi­tesi Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı’nda hazırladığı “ABD’nin Üs Politikası ve Türkiye: Kuruluşundan Bugüne İncirlik Üssü” başlıklı doktora tezinin kısaltılmış hali olan bu kitabın macerası, doktora sürecinin macerası ile büyük ölçüde aynı. Tez konusuna karar verme süreciy­le başlayan bu macera, yazara Türkiye ve Ame­rika’daki arşivlerde yaptığı taramalar sırasında karşılaştığı zorluklar, tez yazım ve savunma sürecinde ve nihayet kitaplaşma döneminde yaşadıklarıyla farklı bir deneyim kazandırmış. Tez konusunu belirlerken popüler konulardan uzak durmaya çalışan Bölme, siyasi tarihi ken­dine çalışma alanı olarak belirlemiş; daha özel­de ise hakkında çokça konuşulan ve yazılan ancak hiçbir akademik çalışma bulunmayan İncirlik Üssü’nü seçmiş. Ancak bu kendisi için bir dezavantaja dönüşmüş ve kaynak bulmada sorunlar yaşamış. Türkiye’de Dışişleri Bakanlı­ğının arşivleri kapalı olduğu için konuyla ilgili yazışmalara ulaşamayan yazar, ABD’deki Ulu­sal Arşivin büyük ölçüde açık olması sayesinde tezinde önemli bir boşluğu doldurabilmiş. Bu­radaki belgeler sadece Amerikan makamları­nın kendi iç yazışmalarını değil, Türk makam­ları tarafından gönderilen karşı yazışmaları ve elçilik raporlarını da içerdiği için Türkiye’de ulaşamadığı bazı belgelere ABD’de ulaşarak önemli ayrıntılar yakalayabilmiş.

“Amerikan üsleri, sadece stratejik ve askerî değil, siyasi rolüyle de bulundukları bölgelerde etkili”

Bölme sunumunun devamında kitabın temel tezi olan Amerikan üslerinin sadece stratejik veaskerî güvenlik amacıyla değil, süreç içinde de­ğişen siyasi rolüyle de bulundukları bölgelerde etkili olduğu, İncirlik Üssü’nün de Türkiye’deki Amerikan karşıtlığının bir sembolü haline gelip dış politika tartışmalarında önemli bir faktör olduğu iddiasını tartışmaya açtı. Tezinin teorik kısmını Robert W. Cox’un “hegemonya” kavra­mı çerçevesinde yazdığını belirten Bölme, bu tercihini de şu şekilde açıkladı: “Askerî üslerin varlık sebebi, literatürde genel olarak realist ve jeopolitik teoriler üzerinden açıklanıyor. Ancak dünya egemenliğini elde etmenin belli bölge­lere hâkim olmaktan geçtiği formülü üzerine kurulu olan bu teoriler, davranışın kendisini tarif ederken nedenini açıklamıyor. Devletle­rarası ilişkiler askerî stratejilere indirgenirken, bu yolla kurulan hâkimiyet ise sorgulanmıyor. Cox’un yaklaşımı ile bu zaaf aşılarak askerî üs­ler sadece askerî stratejinin bir parçası olarak değil, ABD’nin dünya üzerindeki hegemonyası­nı taşıyan ve yürüten kurumsal yapılardan biri olarak değerlendirebilir.”

“İncirlik, hukuki statüsü itibarıyla bir Amerikan üssü değil, Türkiye’ye ait bir üstür”

Buradan İncirlik Üssü’ne geçen Bölme, ön­celikle üssün hukuki statüsünü açıklığa kavuş­turdu. Bugünkü statüsüyle İncirlik’in NATO savunma planları kapsamında, ABD ile imzala­nan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması (SEİA) ile belirlenen koşullar çerçevesinde, BM ve NATO amaçlarına uygun olarak ABD’nin kullanımına tahsis edilmiş Türk Silahlı Kuv­vetlerine ait bir hava üssü olduğunu belirtti. Bölme üssün statüsünü şu şekilde özetledi: “Başlangıçta, Türkiye’nin NATO’ya üye olmak için yoğun bir çaba gösterdiği dönemde kuru­lan İncirlik Üssü, örgüt üyeliğine paralel olarak NATO amaçları doğrultusunda ABD’nin kulla­nımına açıldı. O dönemdeki anlaşmalara göre 1954’te Türk Silahlı Kuvvetlerine devrinden itibaren İncirlik, Türkiye’ye ait bir üstü ve hiç­bir zaman hukuki statüsü itibarıyla bir Ame­rikan üssü olmadı. Ancak Soğuk Savaş’ın ilk yıllarında Türkiye’nin yaşadığı Sovyet korkusu ve Batı ittifakı tarafından kabul görme arzusu, üssün Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmala­rı zorlayan bir biçimde kullanılmasını bera­berinde getirdi. Öyle ki Soğuk Savaş boyunca istihbarat ve eğitim dışında hiçbir NATO faa­liyetinde kullanılmayan üs, ABD’nin Ortadoğu krizlerine müdahaleleri ile özdeşleşti. Örneğin İncirlik, 1958’deki iç savaş sırasında Lübnan’ın bombalanmasında, 1970’teki Kara Eylül olayla­rında Ürdün’e silah sevkiyatında, 1967 ve 1973 Arap-İsrail savaşlarında acil inişlerde, İran Devrimi’nde Amerikan vatandaşlarının ülke­den çıkarılmasında kullanıldı. ABD’nin sahip olduğu geniş imtiyazlar ve Türkiye’nin sınırlı kontrolü İncirlik’in Amerikan üssü olarak ni­telendirilmesine yol açtı.”

1960’larla birlikte Amerikan üslerinin dün­ya çapında sorgulanmaya başlandığını belirten yazar, bunun sebeplerini de şu şekilde sıraladı: (i) Üslerin bulunduğu ülkelerde genel bir ikti­sadi toparlanmanın yaşanması ve ABD’nin ha­miliğine ihtiyacın azalması, (ii) Amerikan as­kerlerinin bulundukları ülkelerde karıştıkları adli olaylar nedeniyle kamuoylarında ciddi bir öfkenin birikmesi, (iii) Vietnam Savaşı ile bir­likte Amerikan politikalarının sorgulanmaya başlanması, (iv) dünyada sol akımların yükse­lişe geçmesi, egemenlik ve özgürlük söylemle­rinin dünya kamuoyunda destek bulması. İşte bu sebeplerle yükselen Amerikan karşıtlığı, Bölme’ye göre, ABD’nin hegemonyasının sem­bolü olan üslere de yöneldi. Türkiye’deki İn­cirlik, gerek Ortadoğu krizlerindeki misyonu gerekse ABD’nin sahip olduğu geniş imtiyazlar sebebiyle dönemin en çok tepki çeken üssü ha­line geldi ve Türkiye’deki Amerikan karşıtlığı­nın da sembollerinden biri oldu.

“İran meselesinde ABD İncirlik’i kullanmak isterse Türkiye ile karşı karşıya gelebilir”

Selin Bölme’nin sunumunun ardından dinleyicilerden gelen sorularla konu daha da derinlemesine tartışmaya açıldı. Bir soru üze­rine Bölme, bugün ABD’nin kullandığı dün­yadaki en büyük on üç üs arasında yer alan İncirlik’in yakın gelecekte de önemini koruya­cağını söyledi. Zira Bölme’ye göre Orta Asya ve Ortadoğu’da Amerikan kuvvetlerine açık en büyük hava üssü olan İncirlik, Afganistan ve Irak işgalinin yanı sıra “Arap Baharı” ile ortaya çıkan istikrarsızlık ortamında önemini koru­maya devam ediyor.

Üssün Türk-Amerikan ilişkilerine etki­si konusundaki bir soruyu Bölme’nin verdiği cevap da önemliydi: “Bölgede yaşanan son olaylarda Türkiye ile ABD’nin izledikleri po­litikaların uyumlu olması nedeniyle şimdilik ciddi bir karşı karşıya gelme durumu söz ko­nusu değil. Ancak önümüzdeki dönemde böl­gedeki istikrarsız yapının devam etmesi du­rumunda, özellikle de İran meselesinde, ABD İncirlik’i kullanmak isteyebilir ki bu durumda tıpkı 2003’teki Irak müdahalesi sırasında ol­duğu gibi Türkiye ile karşı karşıya gelebilir.” Program dinleyicilerden çalışmanın teorik zemini, üssün hukuki statüsü, “Arap Baharı” ve ABD’nin Ortadoğu politikası üzerine gelen sorular ve katkılarla sona erdi.

 

 

Bilim ve Sanat Vakfı (Foundation for Sciences and Arts)

Küresel Araştırmalar Merkezi (Centre for Global Studies)

Adres: Vefa Cad., No: 41, 34134, Vefa/İstanbul
Tel: +90 212 528 22 22 / 801-802
Faks: +90 212 513 32 20
E-Posta: kam@bisav.org.tr

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.