Gezginci Belgesel Sinema

Osman Denker

12 Şubat 2009
De­ğer­len­dir­me: Mücahit Eker
 
Sa­nat Araş­tır­ma­la­rı Mer­ke­zi’nin Şu­bat ayı ko­nuk­la­rın­dan bi­ri, bel­ge­sel si­ne­ma ko­nu­sun­da ça­lı­şan Os­man Den­ker idi. De­ği­şik ül­ke­ler­de bel­ge­sel ça­lış­ma­la­rı ya­pan Den­ker’le -Fas’ta çek­ti­ği ham gö­rün­tü­ler eş­li­ğin­de- bel­ge­sel si­ne­ma­nın di­li ve ma­hi­ye­ti üze­ri­ne ko­nuş­tuk.
Bel­ge­se­lin en baş­ta bir ka­me­ra ba­şa­rı­sı ol­du­ğu­nu söy­le­yen Den­ker, te­miz gö­rün­tü­nün ön­ce­lik­li ka­zanç ol­du­ğu­nu, çe­kim­ler ba­şa­rı­lı ol­duk­tan son­ra ça­lış­ma­nın is­te­nil­di­ği gi­bi kur­gu­la­na­bi­le­ce­ği­ni ve bel­ge­se­lin de bir ki­tap ça­lış­ma­sı gi­bi sis­tem­li bir ça­lış­may­la ha­zır­la­na­bi­le­ce­ği­ni di­le ge­tir­di ve araş­tır­ma, çe­kim ve kur­gu aşa­ma­la­rın­da sis­tem­li ça­lış­ma­nın öne­mi­ni vur­gu­la­dı.
Den­ker ko­nuş­ma­sı­nın de­va­mın­da şu hu­sus­la­ra işa­ret et­ti:
Bel­ge­se­lin en önem­li özel­li­ği ile­ti­şim­dir. Bu se­bep­le iz­le­yen bel­ge­sel­den bir şey­ler al­ma­yı umar, bir şey­ler öğ­ren­mek is­ter. Bu da gö­rün­tü­ler üze­ri­ne yer­leş­ti­ri­le­cek mü­zik­le ya da üst-ses­le sağ­la­na­bi­lir. An­cak bu bel­ge­sel­ler için tek yön­tem de­ğil­dir; zi­ra gö­rün­tü­le­re bir üst-ses­le an­la­tı­cı­nın eş­lik et­me­di­ği bir tarz da ter­cih edi­le­bi­lir. An­cak ‘yo­rum­suz’ bir tarz ter­cih edil­se bi­le, mu­ha­tap­la­rın­da bir ‘iz’ bı­rak­ma­sı dik­ka­te alın­ma­lı; iz­le­yi­ci “Bu­nu bi­le­rek be­nim önü­me koy­muş­lar” di­ye­bil­me­li­dir.
Bel­ge­se­lin ama­cı her ne ka­dar bil­gi ver­mek ol­sa da, bel­ge­sel­ler hiç­bir za­man tam ola­rak ger­çe­ği yan­sı­ta­maz. Çün­kü ger­çek, bel­ge­sel for­ma­tı­nın içe­ri­si­ne hap­se­di­le­cek bir şey de­ğil­dir. Bel­ge­sel­de ‘gös­te­ri­le­nin’ ar­ka­sın­da, yö­net­me­nin fik­rî te­mel­le­ri ve ye­te­ne­ği var­dır. O hal­de, bel­ge­sel “ka­yıt tut­mak, ka­yıt­la­rı ge­le­ce­ğe ak­tar­mak” di­ye ta­nım­lan­sa da, yö­net­men ni­ha­ye­tin­de ger­çe­ği par­ça­la­mak­ta, di­lim­le­mek­te ve ke­sip biç­mek­te­dir... Sö­zün özü, an­lat­mak is­te­di­ği ko­nu­ya da­ir ter­cih­le­ri ve sı­ra­la­ma­sı var­dır. Do­la­yı­sıy­la bel­ge­sel, ele al­dı­ğı ‘ko­nu’ya da­ir bir baş­lan­gıç­tır ve ‘ger­çek’e bu baş­lan­gı­ca ek­le­ne­cek baş­ka kay­nak­lar­la ula­şı­la­bi­lir; ya­ni an­la­tı­lan ‘ko­nu’ya da­ir bir bü­tün­lük sağ­la­na­bi­lir.
Bel­ge­sel çok mas­raf­lı bir ça­lış­ma de­ğil­dir. An­cak hem mad­dî im­kân­la­rın art­ma­sı hem de tek­no­lo­ji­de ya­şa­nan ge­liş­me­ler an­la­tım gü­cü­nü za­yıf­la­ta­bi­lir. Ay­rı­ca tek­no­lo­ji­de­ki iler­le­mey­le kur­gu işin içi­ne da­ha çok gi­re­bi­lir; bu da bir ye­rin göz­lem­ci­nin eli değ­me­den ak­ta­rıl­ma­sı ile ne­ti­ce­le­ne­bi­lir.
Den­ker, bir şeh­ri tur­la gez­mek­le, bir reh­ber ki­tap­çı­ğın yar­dı­mıy­la do­laş­mak ara­sın­da­ki far­ka da -bir tec­rü­be­sin­den ha­re­ket­le- işa­ret et­ti. Den­ker’e gö­re “ge­zi reh­ber­le­ri” gi­di­len şeh­ri ve in­san­la­rı­nı da­ha faz­la ta­nı­ma ve on­la­ra ya­kın­laş­ma im­kâ­nı ve­rir­ken, tur­lar ek­se­ri­yet­le şeh­rin mer­ke­zî yer­le­ri­ne gö­tür­dük­le­ri için şeh­rin ru­hu­nu ta­nı­ma­mı­za im­kân ver­mez. Do­la­yı­sıy­la bir şe­hir­de­ki ha­ya­tı ta­ma­mıy­la ya­ka­la­mak için, ki­şi edin­di­ği bir reh­ber ki­tap­la ken­di­si şeh­ri ta­nı­ma­lı­dır; ka­tıl­dı­ğı bir tur­la de­ğil.
Den­ker’e gö­re, ya­ban­cı ül­ke­ler­de­ki çe­kim­ler­de en bü­yük sı­kın­tı, mah­re­mi­yet kay­gı­sı ya da çe­ki­len ül­ke­nin kö­tü an­la­tı­la­ca­ğı şüp­he­siy­le in­san­la­rın ka­me­ra­dan ka­çın­ma­sı­dır. Ya­ban­cı ül­ke­ler­de ra­hat çe­kim yap­mak, bü­yük öl­çü­de sa­kin­le­ri­nin hoş­gö­rü­sü­ne bağ­lı­dır. Bu se­bep­le bü­yük ka­me­ra ve üça­yak kul­lan­ma­mak avan­taj sağ­la­ya­bi­lir; kü­çük ka­me­ra­lar­la ça­lış­mak ha­ya­tın nor­mal akı­şı­nı ken­di ha­lin­de ya­ka­la­ma im­kâ­nı ver­mek­te­dir.
Den­ker’in, bel­ge­se­lin si­ne­ma­tog­ra­fik ya­nın­dan zi­ya­de, ar­şiv­le­me ve bel­ge­le­me iş­le­vi­ni öne çı­kar­ma­sı, bir an­lam­da işin es­te­tik kıs­mı­nı öte­le­me­si, hep tar­tı­şı­la-ge­len bir me­se­le­yi tek­rar göz­ler önü­ne ser­di; üs­te­lik da­ha da bu­la­nık­laş­tı­ra­rak:
Sa­nat (dar an­la­mıy­la si­ne­ma) bel­ge­se­lin ne­re­si­ne dü­şer?

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.