Bülten'den
Şair Erdem Bayazıt, Sebeb Ey isimli şiirine şöyle başlıyordu:
Ürpertir tabiat üfleyince rüzgârı derin gök soluğu
Ulu ses dokununca çarka
Düşer ölümün gölgesi eşyaya.
Ulu ses dokununca çarka
Düşer ölümün gölgesi eşyaya.
Akademik faaliyetler, sosyal organizasyonlar, entelektüel tartışmalar, toplantılar ile koştururken iki ölümle irkildik, ürperdik. Uyandık, uyanamadık! Önce genç arkadaşımız Çağrı Mutlu’yu ardından Sabahattin Zaim hocamızı kaybettik. Ölümün gölgesi düştü üzerimize bir kez daha. İkisine de Mevla rahmet eyleye.
Sabahatin Zaim, bir neslin muallimliğini yaptı. Mütebessim çehresi ile yol gösterdi. Samimiydi, güleçti, garipti. Garipliği muhacirliğinden geliyordu. Her yaştan ve fikirden insana aynı ciddiyet, aynı vakur ve aynı tevazu ile yaklaştı. Müşfikti, kadirşinastı. En önemlisi yardımseverdi. Cenazesi Fatih Camiinde kaldırılırken, aynı anda başka bir cenaze daha vardı. Zaim hoca için gelenler, o merhume için de saf tuttular, hayır duasında bulundular. Buna şahitlik eden bir dostumuz, “Hoca ölürken bile etrafındakilere yardım etmeye devam ediyor” diye durumu özetlemişti.
Güzellikle söyler, ferasetle dinlerdi. Zaim hoca 2006 yılında Vakfımızda yaptığı bir konuşmada gençlere içtenlikle, “arayın, bulun!” tavsiyesinde bulunmuştu. Boşalttığı yeri doldurmak kolay olmayacak şüphesiz.
Çağrı, uzun yıllar Vakfımızdaki faaliyetleri ilgiyle takip etti. Geniş bir arkadaş kitlesine sahipti. Kendinden küçüklere sürekli ağabeylik yaptı. İlgileri de arkadaşları gibi genişti. Hadis literatürüne çok hâkimdi ve ezberinde çok sayıda hadis bulunduruyordu. Aynı zamanda iyi bir müzisyendi. Kenarda para tutmayacak kadar eli açıktı. Kendisini etrafına faydalı olmaya adayacak kadar da yüce gönüllüydü. Kısacası Sabahattin hoca gibi güzel bir insandı, seveni de çok fazlaydı. Nişanlıydı ve evlilik hazırlığı içindeydi. İş gailesinden uzun süredir Vakfa gelemiyordu. Adana’da bir trafik kazasına kurban gittiğini, ancak birkaç hafta sonra öğrenebildik. Geç gelen bir ölüm haberi, modern iletişim çağında acziyetimizi ve mahcubiyetimizi yüzümüze vurdu.
Başlar eşyada hareket kurtulmak için kendinden
Daha öteye geçmek için arınmak gibi elbiseden
Yakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini
Sonra ses olur
Zamanın idrak incisi ses döner döner döner de
Yönelir sebebe
Sebeb ey.
Daha öteye geçmek için arınmak gibi elbiseden
Yakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini
Sonra ses olur
Zamanın idrak incisi ses döner döner döner de
Yönelir sebebe
Sebeb ey.
Bu vesile olsun. Sebeb Ey şairine selam ve şifa dileklerimiz ile…
Hayırda kalın!
SEMINARS
As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.
MORE INFO