20. Yüzyıldan Ne Öğrendik, 21. Yüzyılda Neyi Bilmeliyiz?

Seyyid Hüseyin Nasr

14 Ekim 2009
De­ğer­len­dir­me: Tahir Bulut
 
Ça­ğı­mı­zın ön­de ge­len İs­lâm dü­şü­nür­le­rin­den Sey­yid Hü­se­yin Nasr, 20. yüz­yıl­da­ki en bü­yük ge­liş­me­nin mo­der­nist pa­ra­dig­ma­nın çö­zü­lü­şü ol­du­ğu­nu vur­gu­la­ya­rak, ay­dın­lan­ma pro­je­si­nin ba­şa­rı­sız­lı­ğa uğ­ra­dı­ğı­nı ve Do­ğu’nun git­tik­çe önem ka­zan­dı­ğı­nı be­lirt­ti. Do­ğu fel­se­fe­si ve Do­ğu mis­ti­siz­mi­nin da­ha otan­tik bir şe­kil­de an­la­şıl­ma­ya baş­lan­dı­ğı bu yüz­yıl­da, Ba­tı’nın bek­len­ti­si­nin ak­si­ne top­lum­lar da­ha faz­la se­kü­ler­leş­mek ye­ri­ne di­nî­leş­me­yi ter­cih et­ti. Bu sü­reç­te hem şid­det içe­ren ha­re­ket­ler hem de ate­ist yak­la­şım­lar or­ta­ya çık­mış­tır. Bi­lim ve tek­no­lo­ji­nin so­nuç­la­rı dü­şü­nül­me­den kör bir şe­kil­de uy­gu­lan­ma­sı neticesinde mey­da­na ge­len bü­yük yı­kım­lar da 20. yüz­yı­lın bi­ze öğ­ret­tik­le­ri ara­sın­da yer al­mak­ta. Bu yüz­yıl­da öne çı­kan bir baş­ka me­se­le de kü­re­sel­leş­me eği­li­miy­di. Nasr’a gö­re kü­re­sel­leş­me sa­ye­sin­de Ba­tı’nın tek ve bas­kın bir me­de­ni­yet ola­rak dün­ya­ya hâ­kim ola­ma­ya­ca­ğı da­ha yay­gın bir şe­kil­de an­la­şıl­mış ol­du.
Nasr’a gö­re 20. yüz­yıl­da in­san­lı­ğın gün­de­mi­ne ge­len en önem­li müs­pet ge­liş­me­le­rin ba­şın­da ge­le­ne­ğin ye­ni­den keş­fi gel­mek­te­dir. Ge­le­ne­ği mer­ke­ze alan yak­la­şım­lar sa­ye­sin­de mo­dern dö­nem­de zu­hur eden in­san al­gı­sı­nın yan­lış­lı­ğı da gün yü­zü­ne çık­tı. Bu in­san al­gı­sı­nın te­me­lin­de in­sa­nın tan­rı­laş­tı­rıl­ma­sı ve Tan­rı’nın hâ­ki­mi­ye­ti­nin hi­çe sa­yıl­ma­sı yat­mak­tay­dı. Ay­rı­ca, in­sa­nı sa­de­ce mad­dî ih­ti­yaç­la­rı açı­sın­dan de­ğer­len­di­ren bir an­la­yış­tı bu. İn­sa­nı mut­lak­laş­tı­rıp mer­ke­ze alan bu ta­vır, ni­ha­ye­tin­de in­sa­nın öte­sin­de­ki bü­tün var­lık­la­rı dış­la­yıp yok say­dı. 20. yüz­yıl­da, baş­ta René Guénon ol­mak üze­re ge­le­ne­ği önem­se­yen dü­şü­nür­le­r, bu in­san al­gı­sı­nın do­ğur­du­ğu ve do­ğu­ra­ca­ğı va­him so­nuç­la­rı göz­ler önü­ne ser­di.
21. yüz­yıl­da Müs­lü­man­la­rın bü­tün­le­yi­ci bir İs­lâm an­la­yı­şı te­sis et­me­le­ri ge­rek­ti­ği­ne işa­ret eden Nasr, bu­nun da İs­lâ­mî ge­le­ne­ğin bir bü­tün ola­rak (ya­ni hu­ku­kî, fel­se­fî, te­olo­jik, eko­no­mik ve si­ya­sî açı­dan) ye­ni­den ku­rul­ma­sıy­la müm­kün ola­bi­le­ce­ği­ni be­lirt­ti. Bu­nun ya­nı sı­ra ye­ni bir Müs­lü­man en­te­lek­tü­el ta­nı­mı ge­liş­ti­ril­me­si ge­rek­ti­ği­ni vur­gu­la­yan Nasr, ikin­ci sı­nıf Ba­tı­lı dü­şü­nür­le­ri, ya­ni Ba­tı­lı ay­dın­la­rı tak­lit eden fa­kat söy­le­dik­le­ri ve yaz­dık­la­rıy­la Ba­tı’da hiç­bir şe­kil­de iti­bar gör­me­yen, il­gi uyan­dır­ma­yan söz­de-dü­şü­nür­ler ye­tiş­tir­me­ye bir son ver­mek ge­rek­ti­ği­ni ifa­de et­ti. Nasr, şim­di­ye ka­dar İs­lâm Dün­ya­sı ve Müs­lü­man­la­ra da­ir so­ru­la­rı Ba­tı’nın sor­du­ğu­nu ve bu so­ru­la­ra yi­ne Ba­tı’nın, is­te­di­ği şe­kil­de ce­vap ver­di­ği­ne de­ği­ne­rek, 21. yüz­yıl­da Müs­lü­man­la­rın ken­di ha­ki­kî so­ru­la­rı­nı ken­di­le­ri­nin sor­ma­sı ve ce­vap­la­ma­sı­nın öne­mi­ne de işa­ret etti.

EDİTÖRDEN

SEMİNERLER

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.