- الصفحة الرئيسية
- المنشورات
- BULLETIN ARCHIVE
- Issue 57 Year: 2005
- İran Kütüphanelerindeki Türkçe Yazmalar
İran Kütüphanelerindeki Türkçe Yazmalar
Kaan Dilek
T AM Sohbet
8 Ocak 2005
Değerlendirme: Berra Kepekçi
Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği Sohbet toplantısının sekizincisi, İran Kütüphaneleri üzerineydi. Tahran Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde doktora çalışmasına devam eden Sohbet konuğu Kaan Dilek konuşmasında, İran’daki kütüphaneler, bu kütüphanelerde bulunan Türkçe yazmalar, bu yazmalarla ilgili kendisinin yaptığı fihrist çalışması ve İran’daki akademik çalışma için gereken prosedür hakkında malûmat verdi.
8 Ocak 2005
Değerlendirme: Berra Kepekçi
Türkiye Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği Sohbet toplantısının sekizincisi, İran Kütüphaneleri üzerineydi. Tahran Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde doktora çalışmasına devam eden Sohbet konuğu Kaan Dilek konuşmasında, İran’daki kütüphaneler, bu kütüphanelerde bulunan Türkçe yazmalar, bu yazmalarla ilgili kendisinin yaptığı fihrist çalışması ve İran’daki akademik çalışma için gereken prosedür hakkında malûmat verdi.
2000 yılında başladığı yüksek lisans çalışması esnasında İran kütüphanelerinde kataloglara dahil olmayan çok sayıda Türkçe el yazması fark ettiğini ve bu konudaki eksikliği gidermek için İran kütüphanelerinde bulunan bu eserleri kataloglamaya karar verdiğini söyleyen Dilek, tahminî olarak resmî kütüphanelerde yaklaşık 2000 civarında Türkçe el yazması bulunduğunu belirtti. İran kütüphanelerinde bulunan Türkçe el yazmalarını, İranlı Türklerden oluşan doktora öğrencisi arkadaşlarının yardımıyla %60-70 oranında tespit ettiklerini, 1280 adet Türkçe el yazmasını fişlediklerini ve bunların da fihristlerini yaptıklarını sözlerine ekledi.
Daha sonra Dilek, çalışması esnasında dikkatini çeken önemli yazmaların isimlerini dinleyicilerle paylaştı. Bu yazmalar arasında, Türk edebiyatında önemi yadsınmayacak derecede büyük olan Fuzuli’nin müellif hattı olduğunu tahmin ettiği bir nüsha ve Nadirşah dönemine mukabil gelen Osmanlı sultanlarına dair tarih kitapları zikredilebilir. Dilek, bulduğu yazmaların ana konularını şu şekilde sıraladı:1. Tarihî, edebî, ilmî, tasavvufî mecmualar. 2. Divan ve şiir mecmuaları. 3. Sözlükler (Farsça-Arapça-Türkçe, Arapça-Türkçe veya Farsça-Türkçe şeklinde hazırlanmış iki üç dilden oluşan sözlükler). Ayrıca Askerî Terimler sözlüğü de bulunmaktadır. 4. Selçuklu hanedanlığına Farsça öğretmeyi esas alan Türkçe bir nüsha. 5. İlmî risaleler (fizik, mantık, felsefe, kelam, astronomi, tıp vs.). 6. Dua kitapları. 7. Sefaretnameler (Vezir Ragıp Paşa’nın kendi kaleminden bir sefaretnamesi gibi). 8. Kur’an ve Hadis Tefsirleri (et-Tıbyan fi Tefsiri’l Kur’an tercümesi gibi). 9. Siret kitapları (Türkçe Hılyetu’n Nebî, Risaletü’l Muhammediyye en önemlilerindendir). 10. Ulûmu’l Garibe; (Ahkamu’l Reml, Saatname, Keşfu’l Esrar, Falname gibi). 11. Fezail kitapları; yani bir şehrin veya şahsın faziletlerini konu edinen yazmalar (Fezailu’ş Şam, Fezailu’l Beyt-i Mukaddes, Hutbetu’l Beyan şerhi vb.). 12. Münşiatlar. 13. Teracim kitapları. 14. Fıkıh eserleri ve fetvalar. 15. Tarih konulu yazmalar (Katip Çelebi’nin yani Hacı Halife’nin Takvimu’t Tevarih’i, Tahkik-i Tevkif, Tuzuk-i Baburi, Ahmedi’nin İskendernamesi gibi).
XI. yüzyıldan itibaren İran coğrafyasına girmeye başlayan ve bin yıl boyunca bu bölgede hakim olan Türkler, resmi dil olarak hiçbir zaman Türkçeyi kullanmasalar da, bölge kültürüne kendi renklerini vermişlerdir. Bu nedenle Dilek, çalışmasında ilk olarak, Türk kültürüne ait yazılı belgelerin nerelerde ne şekilde dağıldığını ve bunların hangi kütüphanelerde bulunduğunu tespit etmeyi amaçlamaktadır.
Konuşmasına İran’daki kütüphaneler hakkında geniş bilgi vererek devam eden sohbet konuğumuz burada şunları dile getirmektedir:
1. İran’da bir vakfa ait kütüphane. Burada kataloglanmış 168 adet Türkçe yazma görülmesine rağmen 300 adet Türkçe yazmaya ulaşılmış ve bunların tamamı fişlenmiştir.
2. Tahran Üniversitesi Merkez kütüphanesi. Bu kütüphanede kataloglarda 88 adet Türkçe yazma görülmektedir fakat 132 adet Türkçe yazma tespit edilmiştir.
3. Tahran’da Sosyal Bilimler ve Edebiyat Fakültesi’nin kütüphanesi.
4. Melik Kütüphanesi. Burada 80-90 adet Türkçe orijinal yazma eser vardır.
5. Milli Kütüphane. Bu kütüphanenin yazmalar bölümünde önemli eserler vardır.
6. Meclis-i Şura-i İslamî kütüphaneleri. Bu kütüphanenin önceki adı Sena Meclisi Kütüphanesidir.
7. Nurbahş Kütüphanesi. Bu kütüphanede eser sayısı az fakat burada Türkçe-Türkçe şeklinde yazılmış ve tarihi belli olmayan bir sözlük bulunmuştur. Bu sözlüğün her maddesi, manasını destekleyen bir şiirle bitirilmekte ve Ali Şir Nevani’nin beyitleriyle desteklenmektedir.
8. İslam Ansiklopedisi kütüphanesi.
9 Saltanat Kütüphanesi. Bu kütüphane devrimden sonra kapatılmış ve içindeki eserler çeşitli kütüphanelere dağıtılmıştır. Türkçe yazmalar Gülistan Sarayı’nın kütüphanesine aktarılmış ve tamamı fişlenmiş durumdadır.
10. Sıpahsalar Kütüphanesi.
11. Ayetullah Maraşî-i Necefi Kütüphanesi. Bu kütüphane Kum’da bulunan, dünyada yazmalarıyla tanınan İran’daki en önemli kütüphanedir. Burada 65-70 bin yazma bulunmaktadır, tahmini olarak 400-500’e yakın Türkçe yazma mevcuttur.
12. Meşet’te Batı Hemedan Kütüphanesi.
Yine Dilek’ten öğrendiğimize göre, İran’da bir çok yazma eseri içinde barındıran, ulemaya ait şahsî kütüphaneler de bulunmaktadır. Fakat bunlar şahsa ait kütüphaneler oldukları için herkese açık değildir. Bu kütüphanelerdeki yazmalar bir İranlı tarafından kataloglanmış ve İranoloji isminde bir mecmuada yayınlanmıştır.
Dilek’in üzerinde durduğu diğer bir konu, İran kütüphanelerinde çalışmak için resmî izin alınmasının gerekliliğidir. Dilek’in ifadesiyle, resmî izin için öğrenci veya bir araştırma müessesesine üye olmak şarttır. Halk kütüphanelerinde dahi araştırma yapabilmek için, araştırmacının bulunduğu kurumdan veya bağlı olduğu muhtardan herhangi bir resmî belge alması gerekmektedir.
Son olarak konuğumuz, çalışmasının fihrist metodunu ayrıntılı bir şekilde aktardıktan sonra katılımcıların sorularını cevaplandırarak sohbet toplantısını sona erdirdi.
SEMINARS
As the most traditonal activity of BISAV, the courses take place in every fall and spring of a year.
MORE INFO