YUVARLAK MASA TOPLANTILARI

India and the Arab Spring

Saeed Naqvi

12 Ekim 2011 Çarşamba 18:00 Salon: ŞAKİR KOCABAŞ SALONU

KAM “Asya Konuşmaları” programında, Hindistan’ın önde gelen gazetecilerinden ve aynı zamanda Observer Research Foundation araştırmacılarından Saeed Naqvi, “India and the Arab Spring” başlıklı bir konuşma gerçekleştirecektir. Naqvi, sadece uluslararası sistemde giderek güçlenen ülkesi Hindistan’ın Ortadoğu politikasını anlatmakla kalmayacak, “Arap Baharı” sürecinde ziyaret ettiği Bahreyn, Suudi Arabistan, Irak, Ürdün, Mısır, Filistin ve İsrail’de siyasetçi ve diplomatlarla yaptığı görüşmeler sırasında edindiği ilk elden bilgileri de paylaşacaktır. Toplantı 12 Ekim 2011 Çarşamba günü Şakir Kocabaş salonunda yapılacaktır. Sunum dili İngilizcedir.

İngiltere’de Thomson School of Journalism’de gazetecilik eğitimi alan Saeed Naqvi 1964’ten bu yana gazetecilik hayatına devam etmektedir. Daha önce The Indian Express ve The Statesman gibi Hindistan gazetelerinde editör ve dış politika muhabiri olarak çalışan Naqvi, hâlihazırda Hindistan’ın önde gelen televizyon kanallarından NewsX’te “In Conversation” adlı bir program hazırlamakta olup, bugüne kadar dünyanın 100’ü aşkın ülkesinden devlet adamlarını ve üst düzey yetkilileri programında ağırlayarak röportajlar gerçekleştirmiştir. Reflections of an Indian Muslim (1992) ve The Last Brahmin Prime Minister? (1996) adlı iki kitabı bulunan Naqvi’nin, The New York Times, The Sunday Times, The Guardian, Washington Post, Boston Globe gibi gazetelerde makaleleri yayınlanmaktadır. Hindistan, ABD ve İngiltere’de birçok üniversite ve düşünce kuruluşunda dersler vermiştir. Uluslararası meselelerde askerî müdahale, İslam toplumlarında iletişim, siyaset ve medya, Kosova, Afganistan, Pakistan, Arap Baharı, Suriye’nin geleceği gibi konularda yayınlanmış araştırmaları bulunmaktadır.

Naqvi’nin konuyla ilgili Temmuz 2011’de yayınlanan “The Arab Spring & India: Promises and Challenges” başlıklı makalesine  http://www.observerindia.com/cms/sites/orfonline/modules/orfdiscourse/attachments/od_v_9_1311139967049.pdf   linkinden ulaşabilirsiniz. 

 

 

******

 

Saeed Naqvi: “Arap dünyası bir daha asla eskisi gibi olmayacak”

Suriye ve Libya’da arazide yaşananlarla ekranlara yansıyanlar bambaşka”

Türkiye’nin küresel bir oyuncu olarak ortaya çıkışı Hindistan’da ilgiyle izleniyor”

 

Bilim ve Sanat Vakfı Küresel Araştırma Merkezi’nin düzenlediği “Asya Konuşmaları” toplantı dizisinde misafir ettiğimiz Hindistan’ın önde gelen gazetecilerinden Saeed Naqvi, “Arap Baharı ve Hindistan” konulu bir konuşma gerçekleştirdi. Dünyanın pek çok ülkesine gidip doğrudan alanda araştırma yapan, gözlemlerde bulunan, siyasiler ve akademisyenlerle mülakatlar yapan bir gazeteci olarak, Ortadoğu’daki pratik tecrübeleri ışığında daha ziyade Arap Baharı’nın görünmeyen yüzüne değindi; küresel medyanın ve diğer iletişim kanallarının olayları nasıl çarpıttığına ve yönlendirdiğine dikkat çekti.

Bilgi kaynaklarımızın güvenilir olmamasının ve bilgi akışında kurulan tekelin en büyük problem olduğunu vurgulayan ve “Yalanlar söylendiğinde buna karşı durmak ve onları ifşa etmek benim görevimdir” diyen Naqvi, özellikle Suriye ve Libya tecrübelerine binaen dile getirdiği örneklerle arazide yaşananlarla ekranlara yansıyanların bambaşka olduğunu belirtti. Birkaç haber spikerinin küresel gündemi belirlemesini ve siyasetçilerin politikalarını bunlar üzerinden formüle etmesini bir “trajedi” olarak yorumladı. Bu hikâyenin 1991’de Körfez Savaşı sırasında CNN ile başladığını hatırlattı ve dikkate değer bir soru sordu: “Niye hemen SSCB’nin çöküşünün ertesinde küresel medya icat edildi?”

Naqvi, “Arap Baharı” sürecinde sahnelenen oyunlara dikkat çekti. Bugün doğal kaynaklar üzerinden en büyük kapışmanın Afrika kıtasında yaşandığına belirterek sözü Kaddafi’ye ve Libya’ya getirdi: “Libya halkını, onları katledecek tirandan korumak adına, İngiliz-Fransız ittifakının gayretiyle ve Arap Birliği’nin de desteğiyle, BM’de uçuşa yasak bölge ilan edildi; ama bundan sonra kaç bin Libyalı hava bombardımanı sonucu hayatını kaybetti, kaçı evlerini terk etmek zorunda kaldı? Kalaşnikoflu gençler devrim yapıyor görüntüsü uluslararası medyaya verilirken, kameraların ardında Avrupa menşeli Özel Kuvvetler tarafından Libya tam 9 aydır bombalanıyor ama dünyadan buna karşı çıt çıkmıyor...”

Naqvi, bu süreçte uluslararası medyanın bazı ülkelere odaklandığını, bazılarını ise es geçtiğini hatırlattı ve “Bahreyn’de nüfusun %70’i ‘muhalefet’ olarak nitelendiriliyor ve bastırılıyor. Ama hiç bu ülkede rejimin muhalifleri bastırmasıyla ilgili herhangi bir haber veya fotoğraf görüyor musunuz uluslararası medyada?” diye sordu.

Bu noktada bölgedeki aktörlerin rolleri üzerinde duran konuşmacı, özellikle Suudi Arabistan’ın mezhep ayılıklarını kaşıyarak oynadığı rolün bölgedeki istikrarın önündeki en büyük engellerden biri olduğunu belirtti ve ekledi: “Suudi Kralı, ekonomik krizle boğuşan Amerikan yönetimine ‘Bize karışmayın, kararımızı kendimiz vereceğiz’ diyerek halkına 135 milyar dolar yağdırdı ve Suudileri susturdu. ‘Yemen’i kontrol altına almamıza, Bahreyn’deki askerî müdahalemize karışmayın; zaten Irak’ta yeterince başımızı ağrıttınız.’ diyerek Körfez’de ve monarşinin hüküm sürdüğü ülkelerde herhangi bir rejim değişikliğinin önünü almaya çalıştı…”

Naqvi, Suriye’yi önceki dalgalardan (Mısır ve Tunus’tan) ayrı değerlendirmek gerektiğini, orada yeni bir oyunun sahnelendiğini ifade etti. “Beşar Esad’ın reform yapmasına fırsat verilecek mi? Yoksa büyük bir baskı mı uygulanacak? Veyahut suikasta mı uğrayacak? Birkaç ay süre verilse ve rahat bırakılsa reform yapacağını tahmin ediyorum, yoksa ne olacak bilmiyorum.” dedi. Suriye’nin bölgesel denklemde kritik olduğuna da “Suriye’yi çektiniz mi ABD-İsrail-Suudi Arabistan ekseni karşısındaki İran-Suriye-Hizbullah-Hamas ekseni çöker.” sözleriyle dikkat çekti.

Bölge üzerinde oynanan oyun nasıl sonuçlanacak bunu bilemeyiz; ama Arap dünyasının bir daha asla eskisi gibi olmayacağı, değişimin geri döndürülemez olduğu aşikâr.” diyen Naqvi, “Arap Baharı” sürecinin “bahar” olup olmadığından şüphe duyduğunu ifade etti; Pakistan’dan Afganistan’a, Kosova’ya kadar dünyanın hâlihazırda farklı bölgelerinde yaşanan birçok gelişmenin aslında birbiriyle ve Ortadoğu’da yaşananlarla doğrudan bağlantılı olduğunu sözlerine ekledi.

Konuşmanın devamında Hindistan’ın Soğuk Savaş dönemindeki dış politika tercihlerinden ve 1990 sonrası yeni dış politika anlayışından da bahsetti. SSCB’nin çöküşünün ardından Hindistan’ın ABD ve İsrail ile ilişkilerini geliştirmeye yöneldiğini, Arap dünyası ile ilişkilerinin ise gerilediğini, ancak çok sayıda Hintli için bir iş kapısı olan Körfez ülkeleri ile ilişkilerin iyi olduğunu söyledi. Hindistan’ın “Arap Baharı” sürecinde çok yavaş hareket ederek değişime karşılık vermekte geciktiğini ve bölgedeki çıkarlarını giderek kaybettiğini belirtti. Öte yandan Türkiye’nin küresel bir oyuncu olarak sahneye çıkışını büyük bir merakla takip ettiklerini sözlerine ekledi.

Naqvi’nin konuşmasında ağırlıklı olarak “Arap Baharı” sürecinde medyanın oynadığı role değinmesi nedeniyle konunun Hindistan boyutu geri planda kaldı. Ancak konuşmacının Temmuz 2011’de yayınlanan “The Arab Spring & India: Promises and Challenges” başlıklı makalesi konuyla ilgili oldukça önemli bir çalışma niteliğinde. Bu makaleye http://www.observerindia.com/cms/sites/orfonline/modules/orfdiscourse/attachments/od_v_9_1311139967049.pdf linkinden ulaşabilirsiniz.  

 

 

 

Bilim ve Sanat Vakfı (Foundation for Sciences and Arts)

Küresel Araştırmalar Merkezi (Centre for Global Studies)

Adres:Vefa Cad., No: 41, 34134, Vefa/İstanbul
Tel: +90 212 528 22 22 / 801-802
Faks: +90 212 513 32 20
E-Posta: [email protected]

 

 

İLGİLİ YUVARLAKMASALAR

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.