MAM YUVARLAK MASA TOPLANTILARI

Nûrü’l-Beyân, Kur’ân-ı Kerîm Tefsîrinin Türkçe Tercemesi

Ömer Mahir Alper

21 Mart 2020 Cumartesi 15:00 Salon: ŞAKİR KOCABAŞ SALONU

Medeniyet Araştırmaları Merkezinin ve Türkiye Araştırmaları Merkezinin müşterek düzenledikleri u yuvarlak masa toplantısında Prof. Dr. Ömer Mahir Alper* ile yayına hazırladığı Nurü'l-Beyan: Bir Kur'an-ı Kerim Tefsirinin Türkçe Tercemesi'ni** konuşacağız. 1922 yılında Kazım Kadri Efendinin de yer aldığı bir heyet tarafından hazırlanan Nurü'l-Beyan, özellikle Sebilürreşad dergisindeki yazılardan anlaşıldığı kadarıyla birçok eleştiriye maruz kalmıştır ve Kur'an tercemesi ile tefsiri konusunda yeni tartışmaları ateşlemiştir. Bu manada imparatorluğun son yıllarındaki Kur'an çalışmalarını izlemek açısından da önemlidir.

Prof. Alper'in önsözünden:

"Hüseyin Kâzım’ın Nûrü’l-Beyân’la ilgili açıklamalarına göre modern dönemle birlikte ortaya çıkan ahvâl ve şartlar, sayısız ve eşsiz örnekleri hâvî tefsîr geleneği ile okuyucu arasında ciddi bir mesafeye yol açmıştır. Bu mesafeyi aşmak ve dönemin insanının Kur’ân-ı Kerîm’in mânâsından büsbütün kopmasının önüne geçmek lüzûmu hissedilmiştir. Böylece “muhtasar” ve özlü bir tefsîre duyulan ihtiyaç artmış ve bu ihtiyacın giderilmesi için yukarıda mezkûr muteber tefsirlere dayanılarak ve onlardan istinbât etmek sûretiyle Nûrü’l-Beyân hazırlanmıştır. 

Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren sıkça dile getirilen bu türden ya da farklı “ihtiyaç gerekçeleri” bir kırılmayı mı yoksa tabiî bir gelişmeyi mi işaret eder. Hakikaten dönemin ahvâl ve şerâiti yeteri kadar aydınlatılmış mıdır? O devirlerin siyasî, içtimaî, kültürel, ilmî, ideolojik vb. yapısı ile tefsîr çalışmaları arasında nasıl bir bağ bulunmaktadır? Osmanlı’nın klasik döneminde bir ihtiyaca mebnî yazılmış Türkçe tefsîrlerle son dönemlerde yine bir ihtiyaçtan hareketle yazılmış Türkçe tefsîrler arasında ihtiyaç nokta-i nazarından ne türden bir fark vardır? Klasik dönemdeki eserlerle modern dönemdeki eserlerin her biri, ait oldukları dönemin tipik özelliklerini mi gösterir? Bunların istisnaları yok mudur? Bu ve benzeri sorular tam olarak cevaplanmadıkça Hüseyin Kâzım ve benzerlerinin serdettiği tespitler ve gerekçelerle ilgili sağlıklı neticelere varmak elbette mümkün görünmemektedir. Ancak Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe tefsîr veya tercümesine yönelik bir ihtiyaç söyleminin giderek yaygınlaştığı ve çeşitli mahfillerde bununla alakalı tartışmaların günden güne alevlendiği de bir vâkıadır."

 

*Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi 

**Vadi Yayıncılık, 2019

İLGİLİ YUVARLAKMASALAR

EDİTÖRDEN

2024 Güz Programı

Vakıf faaliyetlerinin en gelenekseli olan seminerler, her yıl güz ve bahar dönemlerinde gerçekleşiyor.

DETAYLI BİLGİ


BİZİ TAKİP EDİN

Vakfımızın düzenlediği programlardan (seminer, sempozyum, panel, vs.) haberdar olmak için e-posta adresinizi bırakabilirsiniz.